Türkiye`deki üniversitelerin görev yapan bir grup öğretim üyesi, RTÜK`ün "kanallarda engelsiz erişim" düzenlemesinin ardından medyada daha fazla içeriğin sağır, işitme ve görme engelliler için çevrilmesi amacıyla iş birliğine gitti.
Selma Kasap |30.11.2019
RTÜK ve Engelsiz Erişim
Engelli olmak, bireylere toplumsal hayatta çoğu zaman dezavantaj
oluşturur. Engelli bireyler, toplumsal hayatın çeşitli alanlarında
ayrımcılığa maruz kalabilmektedir. Bu nedenle, engellilere yönelik
yapılacak düzenlemeler, onların hayatlarını kolaylaştırmak açısından
çok önemlidir.
Şüphesiz ki, yapılacak düzenlemeler yalnızca eğitim, sağlık gibi
alanlarla sınırlı kalmamalı, medya alanında da engellilere yönelik gerekli
iyileştirmelerin yapılması bir lütuf değil bir haktır.
Haber alma hakkının öncelikli haklardan olmasının yanında, eğlence
ve benzeri diğer içeriklere erişimin kolaylıkla sağlanabilmesi gerekir.
Bu anlamda dünyanın her yerinde öncelikle farkındalık oluşturmak ve
uygulamaları arttırmak için ortak çalışmalar hayata geçirilmektedir.
Ülke olarak 2008 yılında imzaladığımız Birleşmiş Milletler Engelli
Hakları Sözleşmesi’nde, “Taraf devletler, engellilerin tüm iletişim araçlarını
tercihlerine bağlı olarak kullanabilmesi, bilgi ve fikirleri araştırma, alma
ve verme özgürlüğü dahil düşünce ve ifade özgürlüğünden diğerleriyle
eşit bir şekilde yararlanabilmesi için uygun tüm tedbirleri almalıdır.”
hükmü yer almaktadır. Dolayısıyla RTÜK ve tüm medya hizmet sağlayıcı
kuruluşlar bu maddenin muhatabı durumundadır.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, engellilerin yayın hizmetlerine
erişimlerinin iyileştirilmesi için önemli adımlar atmıştır ve atmaya devam
etmektedir. Engellilere yönelik çalışmalar, 2007 yılında “Özürlülerin
Televizyon İzleme/Dinleme Eğilimleri Kamuoyu Araştırması” ile
başlamıştır.
2011 yılında yürürlüğe giren 6112 sayılı Kanun’da yer alan “Engellilerin
ve yaşlıların yayın hizmetlerine ve yeni teknolojilere erişimini
kolaylaştırmak amacıyla gerekli tedbirlerin alınmasını teşvik etmek.”
hükmü ile bu konudaki ilk yasal düzenleme yapılmıştır.
2014 yılında “Yayın Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik”
değişiklikleri yürürlüğe girmiştir. Yönetmeliğe göre, engellilerin yayın
hizmetlerine diğer bireylerle eşit koşullarda erişimini sağlamak amacıyla;
TRT kanallarında yayınlanan sinema ve televizyon için yapılmış filmler,
diziler ile haber programlarında; üç yıl içinde yüzde otuza, beş yıl içinde
yüzde elliye ulaşılacak şekilde işitme engellilere yönelik altyazı hizmeti
seçeneğine yer verilmesi zorunlu hale gelmiştir. Aynı zorunluluk ulusalkarasal
yayın lisansına sahip özel medya hizmet sağlayıcı kuruluşlar
için de getirilerek, yayınlarda üç yıl içinde yüzde yirmiye, beş yıl içinde
yüzde kırka ulaşılacak şekilde düzenlenmiştir.
Ancak uygulamadaki aksaklıklar nedeniyle Üst Kurulumuz, 2016-
2020 Stratejik Planına “Dezavantajlı birey ve grupların medya
görünürlüklerinin arttırılması, sağlıklı temsillerinin oluşması ve yayına
erişim şartlarının iyileştirilmesi için gerekli çalışmaları yapmak”
faaliyetini ekleyerek, gerekli yönetmelik çalışmalarına temel oluşturacak
bir çalıştay kararı almıştır.
İlgili tarafların katılımıyla düzenlediğimiz çalıştayımızın ve
duyurduğumuz sonuç bildirgesinin öncelikle ilgili medya kuruluşları ve
toplumumuzda farkındalığı arttırmasını temenni ediyor, katılım sağlayan
ve katkı sunan herkese teşekkür ediyorum.
Görme ve işitme engellilerin yayın hizmetlerine erişiminin çok daha
kolay olduğu ekranları görme temennisiyle saygılar sunuyorum.
Prof. Dr. İlhan YERLİKAYA
RTÜK Başkanı
Çalıştayın Amacı: Çeviribilim kapsamında engelsiz erişim için yapılan çeviri türleri giderek yaygınlaşmaktadır. Erişimi kolaylaştıran çeviri türlerinden birkaçı, işitme engelliler için altyazı tekniklerinin geliştirilmesi, Sağırlar ve işitme engelliler için işaret dili çevirisinin görsele eklenmesi, işitme engelliler ve Sağırlar için canlı altyazı çevirisi ve görme engelliler için sesli betimleme olarak sıralanabilir. Yapılacak araştırmalar ve bunlardan doğacak gelişmeler, yalnızca çeviribilim açısından değil her şeyden önce, sosyal ve toplumsal açıdan önemlidir. Dünyanın birçok ülkesinde araştırılan ve bilimsel çalışmalara konu olan engelsiz erişim hakkında Türk kaynaklı çalışmaların azlığı dikkat çekmektedir. Türkiye, bu konuda bazı girişimlerde bulunsa da, bu girişimlerin uygulamada örneklerine, (yabancı ülkelere kıyasla) göreli olarak henüz az rastlanmaktadır.
Öte yandan, günümüzde, medyaya erişim konusu, politik ve sosyal gündemlerde öncelikli konulardan biridir. Bazı ülkelerde, bu konudaki girişimler artık medyanın doğal bir parçası olarak algılanmaya başlanmış ve kapsamlı yasalar yürürlüğe girmiştir. Genel hatlarıyla bakıldığında, medyaya erişim konusu birçok sorunu ve birçok hedef kitleyi kapsayan bir konudur. Engelsiz erişimde
kullanılabilirlik ve kalite çok önemli kavramlardır. Belli bir ortam için belirlenmiş amaçlar doğrultusunda, hedeflenmiş bir kitlenin etkin, etkili ve doyurucu bir biçimde bir medya ürününe erişimini gerçekleştirmek önemlidir. Engelsiz erişim geniş bir kapsamda, belli bir kitle için anlaşılması güç olan bilgi ve eğlence kaynaklarının ediniminin kolaylaştırılması olarak betimlenir.