Betimleyen: Mehtap Tolu
Uzaktan çekilmiş, dev bir nehir geçiyor, onun üzerin de ise oldukça sağlam bir köprü arka tarafında ise dev kremlin sarayı yer alıyor. Saray üç katlı bir yapıda ve bej rengi. Camlarının etrafı altın gibi sarı parlak bir renkle boyanmış. Çatısı yeşil renkli, binanın tam ortasın da ise yarım kat kadar yüksekliği olan sarayın devamı gibi duran üstünde yine yeşil kaplı kare bir çatı var. Bu çatının tam ortasın da altın sarısı kubbe, onun tam orta kısmında ise Rus Bayrağı çekilmiş duruyor.
Saray u şeklinde arkaya doğru uzuyor. Köprünün arkasın da sarayın önün de kalan bir kule var. Kulenin boyu saraydan uzun. Kiremit kırmızısı . Kulenin ortası kulenin tepesiyle eşit gibi duruyor. En tepe yeşil ucun da yıldız var yine altın sarısı oınun altı iki kat kırmızı bir altı iki kat yeşil ve 3 katlı kırmızı ile bedenle birleşiyor.
Sarayın hemen yan arkasın da çeşitli uzunlukta 5 yükseltiden oluşan bir katedral var.4 nün kubbesi aynı en sağ da ki ise saat kulesi şeklin de. Bu 4 kubbenin tepeleri yine altın sarısı kaplama. Sarayın etrafı kiremit rengi surlarla çevrilmiş. Fotoğraf sonbahar da çekilmiş. Etrafta çeşitle şekiller de sararmış ağaçlar var
Betimleyen: Ufuk Özkan
Bu fotoğraf, İstanbul`un canlı ve renkli Mısır Çarşısı`nın iç kısmını göstermektedir. Çarşı, zengin tarihi ve kültürel atmosferiyle ünlü bir çarşıdır.
Fotoğrafta, çarşının yoğun ve hareketli atmosferi ön plandadır. Çeşitli dükkanların karşılıklı sıralandığı dar koridorlar, alışveriş yapan insanlarla doludur. Her dükkan, kendi benzersiz ürün yelpazesiyle dikkat çeker; baharatlar, şekerlemeler, kuruyemişler ve geleneksel Türk el sanatları bu ürünler arasında yer alır. Fotoğrafa bakıldığında her dükkanın önünde duvara yerleştirilmiş küçük Türk bayrakları var.
Dükkanların tezgahları, renkli baharat yığınları, parlak renklerde şekerlemeler ve çeşitli hediyelik eşyalarla doludur. Satıcılar, tezgahlarının önünde durmuş, müşterilere ürünlerini tanıtmakta ve onlarla pazarlık yapmaktadırlar. Alıcılar ise tezgahları dikkatle incelerken, çarşının sunduğu zengin seçenekler arasından seçim yapmaya çalışırlar.
Çarşının tavanı, yapıyı örten yarı kubbe şeklindeki yapısıyla dikkat çeker. Kubbenin üzerindeki pencerelerden sızan ışık, içeriyi doğal bir şekilde aydınlatır ve çarşıya özgü bir hava ve loş bir ışık görüntüsü katar. Her kubbe ayrımında olan siyah beyaz boyanmış kemerler ve pencere etrafındaki hat süsleri dikkat çekiyor. Tavanın ve duvarların mimari detayları, Osmanlı mimarisinin klasik özelliklerini yansıtır ve çarşının tarihi dokusunu vurgular.
Fotoğraf, Mısır Çarşısı`nın sadece bir alışveriş yeri olmadığını, aynı zamanda İstanbul`un kültürel ve sosyal yaşamının canlı bir parçası olduğunu vurgular. Çarşının renkleri, kokuları ve sesleri, İstanbul`un tarihi dokusunu ve kültürel zenginliğini ziyaretçilere sunar ve onları bu benzersiz atmosferin içine çeker.
Betimleyen: Rumeysa Betül Aksoy
Yatay dikdörtgen biçimindeki yukarıdan çekilmiş fotoğraf neredeyse vadinin tamamını içeriyor. Fotoğrafın merkezinde Kilise Cami olarak bilinen, Aziz Gregories kilisesi var. Eski kilise taş kiremitlerle yapılmış, bazı kiremitler turuncu kalmış bazıları ise beyazımsı. Yükseltilmiş bir zeminin üstüne yapılmış ve çevresi yaklaşık 4 metrelik duvarla kapatılmış. İçerisinde ağaçların olduğu bir avlusu var. Ön kısmındaki duvarın ortasındaki çatı daha yüksek ve duvarında yuvarlak bir kemer bulunuyor. İnce dikdörtgen şeklinde yan yanar üç tane penceresi var, hemen bunların altında daha geniş dikdörtgen bir pencere daha mevcut. Yanındaki bölmenin çatısı çok daha düşük, duvarında iki tane kısa yuvarlak kemerler var. Sağdaki kemerin içinde dikdörtgen pencere bulunuyor. Eski kilisenin duvarının sol tarafında da iki tane yuvarlak kemer yer alıyor. Soldaki kemer daha geniş ve kapı var. Üstünde yarım silindir şeklindeki kubbe bulunuyor, kubbenin her yanında ovalimsi pencereler mevcut. Kilise Cami’nin sol tarafında önceden çan kulesi olan yapı Osmanlı döneminde minareye çevrilmiş. Fotoğrafın sağında ve solunda yaklaşık 100 metre kadar uzun kırmızı büyük kayalar var. Kayarların içleri oyulmuş, birçok kilise ve geçit haline getirilmiş. Bu iki kayanın ortasından geçen aşağıya doğru giden bir yol Cami Kilise’nin olduğu yere kadar gidiyor. Yolların kenarında ve kayaların üstünde sarı, turuncu renklerindeki otlar hoş bir görüntü oluşturuyor. Yolda aralarda bir iki tane ince yapraklı, kısa yeşil ağaçlar var. Fotoğrafın solunda kırmızı küçük yaprakları olan bir bitkinin dalı çıkmış.
Betimleyen: Rumeysa Betül Aksoy
Yatay dikdörtgen biçimindeki fotoğrafta, Adana’da yer alan ve ikinci Efes olarak bilinen Anavarza antik kentinin şehir kapısı yer alıyor. Yüzlerce taş bloğun üst üste konmasıyla oluşturulmuş kapı yaklaşık 20 metre uzunluğunda. Üç taş duvar arasında kemerle bağlanmış iki tane geçit var. Soldaki geçit oldukça uzun yaklaşık 20 metre boyunda. Sağdaki ise ondan 4 metre kadar daha kısa. Uzun geçidin kemer kısmı taşların düşmesini engellemek için demirlerle desteklenmiş. Kemerin başladığı hizadan iki duvar arasında yatay iki demir bulunuyor. Kemerin üstünden yatay demirlere dik başka demirlerle desteklemeler yapılmış. Geçidin 4 metre kadar solunda başka bir geçidin varlığını belli eden içeriye doğru ovalimsi bir oyuk var, ama duvar orda son buluyor. Sağdaki kısa geçidin kemer kısmı sağlam, üstündeki taçta zikzak şeklinde işlemeler var. Bu geçidin duvarı ön ve arkadan antik surun yan duvarlarıyla birleşmiş. Şehir kapısının önünde taş yığınları yer alıyor. Fotoğrafın solunda ve kapının karşısında ağaç bulunmakta. Şehir kapısının sağında dağ var. Gökyüzünde hiç bulut yok ve hava güneşli. Ağaçların gölgeleri belli oluyor.
Betimleyen: Ömer Patan
Yeşil renklerin hakim olduğu kongisllee yi ele alan bir fotoğraf var. Kenarlarında ağaçların dizili olduğu ve üstünden köprü geçen bir dere. Ağaçların yeşil renkleri dereye yansıyarak derenin rengini de yeşil yapmış. Köprünün kahverengi rengiyle yeşil çok uyumlu bir bütünlük sağlamış. Ağaçların yukarısından az sayıda beyaz bulutlar eşliğinde mavi gökyüzü beliriyor.
Betimleyen: Ömer Patan
Bulutların yoğun olduğu ama aralardan mavilerin de belirdiği bir havada krem renkli ve 4 katlı binadan oluşan deutsches müzesinin fotoğrafı var. Binanın sağ tarafında boyu çok uzun, dikdörtgen prizma şeklinde bir saat kulesi yer oluyor. Saat kulesi binaya yapışık halde. Sol tarafında ise binaya yapışık halde silindir şeklinde, yeşil kubbesi olan ince bir çıkıntı var. Bu çıkıntılı kısım 3 kattan oluşuyor. Her katında 5 tane pencere var. Pencereler dikdörtgen şeklinde ve her birisi 6 tane dikdörtgene bölünmüş. Kubbe bölümünde ise yeşil kısmın hemen altında dikdörtgen şeklinde 5 tane cam var. Binanın her katında 20 tane yan yana dikdörtgen şeklinde pencereler var. Pencerelerinde her birisi 6 tane dikdörtgene bölünmüş. Binanın önünde köprü ya da üst geçit gibi bir yapı var.
Betimleyen: Ömer Patan
Place kleber’in gündüz vakti çekilmiş, açık mavi gökyüzü eşliğinde bir fotoğrafı var. Ön planda bir sürü fıskiyeden oluşan bir süs havuzu, arka planda ise estetik binalar var. Fıskiyeler dikdörtgen şeklindeki havuzun am ortasına, uzun kenar boyunca dizilmişler. Arka planda, sol tarafta beyaz ve kahverengiden oluşan bir bina var. Ortada ise yine kahverengi tonlarında binalar var. Binaların arasından şato ya da saat kulesi gibi uzanan kahverengi 2 adet yapı var. Bu yapıların arasına 4 tane bina girmiş. Sağ tarafta ise oval çatıya sahip saatli bir bina var. Binanın ön görünümünün tam ortasında beyaz renk saat asılı.
Betimleyen: Rumeysa Betül Aksoy
Yatay dikdörtgen biçimindeki fotoğrafta Ağrı’da bulunan İshak Paşa Sarayı’nın yukarıdan görüntüsü yer alıyor. Saray; barok, gotik, rokoko ve ampir gibi sanat akımlarının etkisinde kalmış. Çatısı sert cam şeklinde, sera çatılarını andırıyor. Yapımında kullanılan taş kırmızımsı bir renkte. Dağların arasında yüksek bir konuma, 7000m2 üzerine inşa edilmiş ve geniş dikdörtgen şeklindeki bir zeminin üzerine oturtulmuş. Sarayın orta kısmının bulunduğu zeminin kenarı saraya doğru eğik bir doğru şeklinde, zeminin dikdörtgenliğini bozmuş. Zemin katın sol tarafında küçük bir toprak alan bulunuyor. Toprak alanın hemen arkasında sarayın bir bölmesi var. Çatısında sekizgen koni şeklindeki kuş evi yer alıyor. Kuş evinin her kenarında dikdörtgen pencereler var. Sarayın duvarlarında da 15 tane pencere bulunuyor. Bu bölme yaklaşık 15 metre uzunluğundaki dev bir kapıyla sarayın avlusuna açılmış.
Betimleyen: Ufuk Özkan
Bu fotoğraf, Milano`nun ünlü alışveriş merkezi Galleria Vittorio Emanuele II`nin iç perspektifini göstermektedir. Yapının iç kısmı, yüksek kubbeli ve camdan bir tavan ile örtülüdür. Kubbe, ışığın içeriye dolmasını sağlayarak, mekanı aydınlatır ve altın varaklarla süslenmiş detaylı fresklerle bezenmiştir.
Kubbenin altında, mermer döşemelerle kaplı geniş bir alan yer alır. Zemin, koyu ve açık renkli mermerlerle oluşturulmuş karmaşık desenler ve mozaiklerle süslenmiştir. Bu mermerler, çeşitli geometrik şekiller ve çiçek motifleri içerir ve yerlere zarif bir dokunuş katar.
Fotoğraf, alışveriş merkezinin iki ana koridorunu gösterir; her biri ziyaretçilere ve alışveriş yapanlara ev sahipliği yapar. İnsanlar, koridor boyunca sıralanan mağazaların ve butiklerin önünden geçerler, bazıları vitrinlere bakarken bazıları da merkezin ortasındaki açık alanda yürüyüş yapar. Bu koridorlar, zengin süslemelerle detaylandırılmış neoklasik sütunlar ve arkalarla çevrilidir.
Betimleyen: İrem Öğüt
Fotoğrafta, Çemberlitaş kulesi yer alıyor. Fotoğraf dikey dikdörtgen şeklinde. Çemberlitaş görüntünün ön tarafında, arka planda fotoğrafın yukardan üçte ikisini, mavi, bulutsuz berrak bir gökyüzü kaplıyor. Alt kısmında, arka planda solda 3-4 katlı bir bina, sağ yarafında da yeşil yapraklı ağaçlar var. Çemberlitaş dikey silindir şeklinde bir sütun, altında açık renkli blok taşlar var, sütun da bu taşların üzerine yerleştirilmiş şekilde. Sütun taş rengi kahverengiye çalan koyu bir renkte. Sütunun üstünde de yine açık renkli, sütunun başı olan kare ince bir taş var.
Betimleyen: Ece Eren
Fotoğrafta Samsun’da yer alan Onur Anıtı bulunuyor.Anıtın alt kısmı mermerden bir küpten oluşurken, anıtın üst kısmında Atatürk ve atının heykeli bulunuyor. Atatürk atın üstünde, şahlanan atının yularının ipini çekmekte ve ileriye dönük biçimde bakmakta. Anıtın mermer kısmında üçgene benzer bir şekilde demir plaka yerleştirilmiş ve plakanın üstünde yine Atatürk’ün oyularak betimlenmiş resmi yerleştirilmiş. Anıtın etrafında ışıklandırmalar ve çiçekler yuvarlak bir biçimde anıtı saracak şekilde yerleştirilmiş. Anıtın iki tarafında ağaçlar bulunmakta ve anıt bir parkın ortasında bulunmakta.
Betimleyen: Ufuk Özkan
Bu fotoğraf, Milano`nun ünlü Navigli bölgesinin karakteristik kanal manzarasını yakalamaktadır. Navigli, tarihi kanalları, renkli binaları ve canlı sokak yaşamıyla bilinen bir mahalledir, ve bu özellikler fotoğrafta vurgulanmaktadır.
Fotoğrafta, kanalın iki yanında sıralanmış pastel renkli binalar dikkat çekiyor. Bu binaların cephesindeki çeşitli renkler, pencereler, balkonlar ve çiçekler, bölgenin bohem ruhunu yansıtıyor. Binaların zemin katlarında, kanala bakan kafe, restoran ve dükkanlar var. Bu mekanların dışarıya taşan masaları ve sandalyeleri, aynı zamanda muhtemelen güneş yeni batmış ve akşam başlamış olduğundan her kafe ve restoranın ışıkları kanal şeridini aydınlatıyor.
Betimleyen: Deniz Balancar
Fotoğrafta, Osmaniye’de yer alan Kastabala Antik Kentinin tepeden çekimi yer alıyor. Oldukça yeşil bir alanın ortasında kalan antik kentin temelini büyük bir kale oluşturuyor. Boyasız, krem rengi taşlardan olan yapı oldukça büyük. Kalenin etrafında ise gri renkli büyüklü küçüklü taşlar var. Yemyeşil toprakların üzerinde öbek öbek ağaç kümeleri yer alıyor. Kalenin ön kısmında, kayalardan sonra ağaçlar yoğunlaşmış vaziyette. Arka planda kalan dağların silüeti ve üzerlerinde beyaz bulutlar var.
Betimleyen: Zerrin Tezel
130 metre uzunluğunda olan kulenin tepesinde gümüş renkte büyük bir küre var. Kule, silindir şeklindeki alüminyum bir iskelet üzerinde, boydan boya uzanan iki sarmal şerit ve bu şeritlerin üzerine eşit aralıklarla yerleştirilen otuz üç Gürcü alfabesinin harflerinden oluşuyor. Kulenin mimarisinde kullanılan DNA sarmalının hayati bilgileri birleştirmeyi ve Gürcü halkı için bütünleşmeyi sembolize ettiği belirtilmekte. Yapının ortasında, en üste kadar giden bir asansör boşluğu mevcut. Alfabe Kulesi özellikle akşam ışıklandırmalarıyla daha ilgi ve dikkat çekiç bir hal almakta.
Betimleyen: Deniz Balancar
Fotoğrafta, Avusturya’nın Viyana kentinde ünlü bir meydan olan Rathausplatz var. Fotoğrafta akşam vaktinde çekilmiş. Beyaz renkli bir yapı olan Rathausplatz mimarı olarak Neo-Gotik tasarım ile yapılmıştır. Beş kuleden oluşan binanın en uzun kulesi ortada ve diğer kulelerin yaklaşık olarak iki katı boya sahiptir. Diğer kuleler ise ikişer olarak sağda ve solda yer alıyor. Uzun kulenin ortasında bir saat duruyor. Binanın ışıkları açık. Meydan tamamen insan kalabalığından oluşuyor. Mavi renkli ışıklı yarım halka gibi duran köprü binanın yarısına kadar uzanıyor. Süs köprünün altında sarı, mavi ve kırmızı renkli ışıklı balonlar asılı duruyor. Fotoğrafın sağında ve solunda kuru ağaçlar yer alıyor. Kuru ağaçların üzeri de sarı renkli led ışıklarla kaplanmış.
Betimleyen: Zerrin Tezel
Ali ve nino heykeli bir aşk hikayesinin sembolü. Azeri varlıklı ve tutucu Müslüman bir ailenin oğlu, Alihan Şirvanşir ile Gürcü ve Ortodoks bir ailenin kızı Nino Kipiani’nin aşkını konu ediyor. Heykel kolsuz ve saçsız bir kadın ve erkek bedeni ve başından oluşuyor. Ali ve Nino metal sarmallardan oluşuyor ve dönen ve hareket eden iki ayrı platform üzerinde duruyor. Gece ışıklandırılan heykelde Ali ve Nino birbirlerine uzaktan yavaşça yaklaşıyor. Birbirlerinin içinden geçip tekrar ters yöne tekrar uzaklaşarak ilginç bir tasarım örneği oluşturuyor.
Betimleyen: Deniz Balancar
Yatay dikdörtgen şeklindeki fotoğrafta Almanya’nın, Berlin şehrinde bulunan ve Türk mahallesi olarak da bilinen Kreuzberg mahallesinin bir sokağı yer alıyor. Fotoğraf sokağın başında çekilmiş, sol tarafta sırayla renkli binalar dizili şekilde, sağ tarafta ise dikeylemesine park etmiş araçlar bulunuyor. Fotoğrafın sol tarafında kadraja giren ilk bina oldukça eski bir yapı olup yer yer boyaları dökülmüş vaziyette. Binanın alt kısımları turuncu tonlarındayken, üst kısmı mavi ve çatısına doğru ise belli motifler çizilmiş. Binanın alt katında kırmızı tente ve kırmızı masa sandalyeli bir dükkan var. Dükkanın önünde gri bir minibüs ve kırmızı bir araç durmuş. Yandaki bina ise açık sarı renkli ve hardal rengi balkonları var. Kadrajın sonundaki diğer iki bina ise kahverengi tonlarında olup tam net anlaşılmamaktalar. Sokağın genel olarak oldukça renkli bir havası var.
Betimleyen: Deniz Balancar
Fotoğrafta, Katledilen Avrupalı Yahudiler Anıtı veya Holokost Anıtı olarak bilinen Almanya’nın başkenti Berlin’de Holokost’da hayatlarını kaybetmiş Yahudilere adanmış bir anıt mezarı var. Büyük bir alanda farklı boylarda, dikdörtgen, beton sütunlar bulunuyor. Sütunların boyları önden arkaya doğru gittikçe uzamakta. Beton sütunlar oldukça nizami bir şekilde dizilmiş. Hepsinin arasında eşit boşluklar bulunmakta. Fotoğraftaki bazı sütunların üstleri hafifçe yosun tutmuş. Sütunların bittiği yerde ağaçlar bulunuyor ve arkadan hafifçe cadde çıkmış.
Betimleyen: Cansel Angın
Bella Pais manastırı Roma döneminde inşa edilmiş şu anda da KKTC’de yer alan bir yapı. Görselde yeşil ağaçların içerisinde taştan inşa edilmiş bu yapı yer alıyor. Dikdörtgen biçimdeki yapının giriş kısmında kemer şeklinde geniş ve uzun, kapısı olmayan bir giriş bölmesi var. Üst kısımda tekrar çatı katına benzeyen bir bölmenin girişinde ufak kemerli bir giriş mevcut. Bu ufak bölmenin üzerinde yine taştan yapılmış dört uzun pencereli bir duvar var bu pencerelerin camları yok sadece taşsız boş bölmeler olarak gözüküyor. Binanın önünde yeşil çimler ve yol şeklinde ikiye ayrılan patikalar var bu patikaların üzerinde turistler dolaşıyor. Binanın yan tarafında muhtemelen yine Roma döneminden kalma sütun parçaları mevcut. Ayrıca patikaların içerisinde de iki tane karşılıklı saksı var hava çok güneşli ve turistlerin kıyafetinden yaz mevsimi olduğu anlaşılıyor.
Betimleyen: Enise Akçin
Fotoğrafta İsviçre’nin Zürih şehrinde yer alan Grossmünster Klisesi yer alıyor.Bir nehrin karşısından Grossmünster kilisesi’nin fotoğrafı çekilmiş. Kilise, iki büyük kulenin arasında dikdörtgen şeklinde bir yapıdan oluşuyor. Katları normal bir binanın neredeyse iki katı olmakla beraber dikdörtgen yapı 3 kattan oluşuyor. Kuleler ise neredeyse bu yapının da iki katı büyüklüğündeler. Kilisenin sağında ve solunda 3-4 katlı normal binalar mevcut. Nehre bakan tarafında ise büyük yeşil bir ağaç var. Ağacın önünde de kemerli bir yapı var fakat fotoğraf net olmadığı için anlaşılmıyor. Onun da önünde insanların, dükkan tentelerinin olduğu bir sokak var. Bundan hemen sonra ise artık nehir yer alıyor Arka planda hava oldukça bulutlu ve klisenin çatısından- ya da arkasından yükselen kırmızı sivri bir yapı var.
Betimleyen: Şebnem Çırdaklı
Fotoğrafta Rodos kalesinin dış cepheden görünüşü yer alıyor. Kalın taş bloklarla yapılmış muntazam bir yapıt. Etrafta kıyaslama yapılacak bir insan ve cisim görülmese de sağ arka tarafta yan yana bulunan üç dört ağaç kadraja girmekte ve duvarların yüksekliğini vurgulamaktalar ki duvarlar ağaçların bir buçuk iki katına yakın yükseklikteler. Fotoğraf iki duvarın kesişiminde, sağında ve solunda iki silindir şeklinde kolon bulunan büyük bir kapının olduğu cepheden çekilmiş. Kolonların çapı iki kulaç, yüksekliği altı buçuk kulaç kadar var.
Betimleyen: Şebnem Çırdaklı
Fotoğrafta İskenderiye Kalesi yer alıyor. Tarihte yapılmış en büyük ve en yüksek fenerdir bu yüzden dünyanın yedi harikasından biri olmaya hak kazanmıştır. Yaşanan doğal afetler nedeniyle korunamamış ve yavaş yavaş yıkılarak sular altında kalmıştır. Dünyanın yedi harikasından biri olduğu için bir örneği yapılarak, insanların bilgilenmesi amaçlanmıştır. Fotoğrafta İskenderiye Feneri yüzeyi düz küçük bir ada üzerinde durmakta. Ufuk çizgisi fenerin yarı yüksekliğinde uzanmakta ve fotoğrafı ikiye bölmekte. Deniz hafif dalgalı ve ufka kadar açıkça bu dalgalı hal izlenmekte. Gökyüzü ufuk çizgisinde koyu gri ince bir çizgi halinde, üçte birlik bir mesafeye kadar grilik açılmakta üçte ikilik alanda ise gökyüzü dağınık ince beyaz bulutlarla mavi renge kavuşmuş halde.
Betimleyen: Şuayip Üzülmez
Dikdörtgen fotoğrafta Vialand’dan bir kare var. Fotoğrafın ön planında Vialand’ın maskotu Kaptan Gaga’nın bir heykeli, arka planında ise peri masala temasında bir kale var. Kaptan Gaga’nın heykeli tamamen altın renginde ufak dairesel bir bahçenin merkezinde konumlandırılmış. Yeşilliklerin bulunduğu toprak bahçe kısa demir parmaklıklarla ve parmaklığın dışında zemin sarı, mavi ve pembe renk geçişlerinin olduğu halkayla çevrili .
Betimleyen: Özgün Dayar
Fotoğrafta Fransa’nın başkenti Paris’te bulunan Zafer Takı isimli anıtın ön yüzü yer alıyor. Anıt, vatanına zaferle dönen ordu birliklerinin kutlamalarla karşılanırken altından geçmeleri için geniş bir meydanın ortasına inşa edilmiş. Kenarlarında sur duvarları olmayan devasa bir kale kapısı formundaki tak, iki kolonun kemerle bağlandığı bir geçit biçiminde. Anıtın kolonlarının üzerlerinde kalabalık insan figürlerinin yer aldığı heykel grupları bulunur.
Betimleyen: Şebnem Çırdaklı
Fotoğrafta deniz yönünden çekilmiş bir kıyı manzarası var. Deniz görüntüsü fotoğrafın alt kısmında; açık turkuaz renkte dipteki yosunların yansıması ile oluşan, yer yer küçük koyu alanlar bulunmakta. Deniz yüzeyi rüzgârın etkisiyle oluşmuş küçük küçük dalgalarla kaplı.
Betimleyen: Şuayip Üzülmez
Uzun dikdörtgen fotoğrafta, Atatürk Arboretumu’ndan bir kare var. Fotoğrafın merkezinde göl üzerindeki bir iskele ve iskelenin karaya bakan bölümünde bir kulübe var. Arka planda ise çeşitli ağaçların ve bitkilerin rengarenk dalları ve yaprakları bulunuyor.
Havanın yeni kararmaya başladığı akşam saatlerinde çekilmiş olan fotoğrafta laciverte çalan koyu mavi tonundaki gökyüzü önünde Louvre Müzesi binasının bir bölümü yer alıyor. Tarihi binanın önünde metal iskeletli cam piramitler ve genişçe bir süs havuzu var. 18. Yüzyılda inşa edilmiş müze binasının onlarca penceresi üç sıra halinde sıralanmış. İçeriden dışarıya ışıklar yanıyor. En alt sıradaki pencereler oldukça büyük, bir üst sıradakiler biraz daha küçük, en üst sıra ise en küçük boy olacak şekilde tasarlanmış. Binanın fotoğrafta yer alan bölümü yatay dikdörtgen şekilde. Yapının sağ ve sol başlarında kale burçlarını andıran küp yapılı bölümler yer alıyor.
Görselde açık havada İzmir\Pasaport İskelesine ait dıştan görüntü verilmiş. Kahverengi çatılı, pencerelerin iri ve geniş olduğu bir bina önünde kırmızı tonda motorlu deniz botu durmuş. Demir kolonların çok olduğu uzunca bir iskele önünde de iki tane beyaz tonlarında biri diğerinden daha küçük feribotlar durmuş. İskelenin üstü kapalı, etrafı açık. Orta kısmında kapalı bir alan var. İskelenin sonuna doğru kahverengi çatılı sarı tondaki binanın mimarisindeki kubbe yapısı dikkat çekmekte.
Betimleyen: Sinem Ekinci
Fotoğrafın tam ortasında bembeyaz karın üstünde kubbe, yarım ay, biçiminde beyaz kalın buzdan duvarları olan bir sığınma yeri olan iglo var. Dikdörtgen şeklinde büyük, beyaz, pürüzsüz sütunlar sanki ev için tuğla dizermiş gibi dizilmiş ve yarım küre biçiminde birleştirilmiş. Yarım kürenin bir yüzeyini daha çıkıntılı yaparak giriş kapısı sağlanmış.
Betimleyen: Ecem Pınar
Yatay dikdörtgen biçimindeki renkli uzak açıdan çekilen fotoğrafta, denizle arasında sahil boyu uzanan uzun bir yol bulunan Balat Demir Kilise yer alıyor. Mimarı yapısı eskilere dayanan ve yandan gözüken kilise beyaz-krem tonlarında, çatısı eğimli beyaz renkte.
Betimleyen: Özgün Dayar
Fotoğrafta üzerlerine güneş ışığı vuran parçalı beyaz bulutlu gökyüzü önünde solda Büyük Gize Sfenksi ve sağda uzakta bir Antik Mısır piramidi var. Dünyanın bilinen en büyük taş heykeli olan Büyük Gize Sfenksi, 73 metre uzunluk, 6 metre genişlik ve 20 metre yükseklik ölçülerindedir. Yatan bir aslan formundaki heykelin kafası bir firavun başıdır. Sağ çaprazından fotoğraflanmış bej rengi heykelin yüzeyi oldukça yıpranmış, fakat ana hatları hala belirgin.
Betimleyen: Özgün Dayar
Fotoğrafta İstanbul tepeleri ve Marmara Denizi’nden oluşan fonun önünde, dört bir yandan ağaçlarla sarmalanmış olan Topkapı Sarayı yer alıyor. Arka plandaki tepelerin eteklerinde öbekler halinde küçük yapı siluetleri ve denizde yüzen birkaç tekne var. Ağaçların yarattığı sık yeşillik arasından krem rengi ağırlıktaki sarayın kubbeleri, ince minareleri ve kiremit rengindeki kuleleri yükseliyor. Saray, birçok ek yapının bir arada yer aldığı geniş bir bahçeye sahip. Fotoğrafta bahçenin sağ tarafında yüksekçe bir kule yer alıyor. Dört köşeli, açık gri- krem rengi tonlarındaki kulenin üst bölümünde sütunlu bir katı ve onun üstünde gri renkte konik bir çatısı var.
Betimleyen: Deniz Balancar
Görselde, Roma tarihinin en ihtişamlı yapıtlarından Kolezyum (Colosseum) amfitiyatronun bir bölümü yer alıyor. Elips biçimdeki amfitiyatro Kolezyum, ön cepheden yakın plandan fotoğraflanmış. 188 metre uzunluğunda ve 156 metre genişliğinde yapının yüksekliği 49 metre. Üç katlı bir tasarım olarak planlanan yapının her katında 80 tane olmak üzere toplam 240 kemer kullanılmış. İki silindir sütun arasında yan yana sıralı kemerlerden oluşuyor. Üçüncü katta kemerle çevrili duvarın üçte ikisi yok. En üstteki kemersiz olan duvar da üçüncü kattaki duvarın sağ taraftaki ilk kemerinin ortasından başlıyor. En alttaki kemerlerin etrafı demir parmaklıklarla çevrili. Kemerlerin iç tarafından sarı ışık yansıyor. Gökyüzü koyu mavi renkte. Sol alt köşede, uzakta ağaçlar bulunuyor.
Betimleyen: Şebnem Çırdaklı
Fotoğrafta bir yel değirmeni var. Fotoğrafın sağ yarısına yerleşmiş koni biçiminde, dört katlı bir bina yüksekliğinde büyük bir yapı. Ortada, giriş kısmında sağlı sollu iki yana açık, iki kanatlı tahta bir kapı var. Kapının hizasında üst üste üç pencere var aşağıdan yukarıya doğru boyutları küçülmekte. Çatı kısmı, binanın üstünü konik geniş bir şapka gibi örtüyor. Çatının üstünde, pencereler ve kapı ile hizalanmış yerde dört kollu büyük bir pervane bulunuyor. Her bir kol tüm binanın üçte ikisi uzunluğunda. Fotoğrafın sol tarafında en uzunu binanın yarısı kadar bile olmayan ağaçlar bulunmakta. Ağaçların önünde küçük bir çatı ile korunmuş bir su kuyusu ve sarı turuncu çiçekler var. Yerler açık yeşil çimenlerle kaplı.
Betimleyen: Merve AĞBABA (ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ, PDR 3. Sınıf Öğrencisi)
Hıristiyanlığın Katolik mezhebinin ruhani merkezi Vatikan‘ın en göze çarpan yapısı olan Aziz Petrus Bazilikası (San Pietro Bazilikası)’nın yer aldığı fotoğraf sol çaprazdan çekilmiş. Resimde Bazilika ile birlikte çevresinde Vatikan şehir yapısı da görünüyor. Michalangelo’nun tasarladığı Bazilika, Hristiyan aleminin en büyük kilisesi. 23 bin metrekarelik arazi üzerinde konumlanmış, 60 bin kişilik kapasitesi ve 222 metrelik yüksekliği ile Roma’nın birçok noktasından görülebiliyor.
Fotoğrafın en üst kısmında düzenli olarak sıralanmış çok katlı kent evleri görünüyor. Bazilikanın çevresindeki evler ise
Betimleyen: Özgün DAYAR
Hafif bulutlu, yükseklerde mavi, zemine yaklaştıkça pembeye dönen gökyüzü altında, işlemeli duvarları, kuleleri, kubbeleri ve geniş bahçesiyle devasa bir yapı olan Tac Mahal resmi. Büyük bir park içine inşa edilmiş Tac Mahal’in ana giriş kapısı, perspektifi tam anlamıyla yansıtacak biçimde odak noktasına yerleştirilmiş. Yapının pencereleri, kubbeleri, yüksek duvarlı
Betimleyen: Ezgi ARAR
Yatay dikdörtgen fotoğrafta Galata Kulesi’nin yukarıdan çekilmiş bir hali bulunuyor. Arka planda İstanbul Boğazı, haliç ve boğazın diğer yakasındaki binaların silueti var. Boğazda değişik büyüklüklerde gemiler var. Galata Kulesi, çevresinde bulunan binaların arasında en uzunu. Fotoğrafın sağ tarafında bulunan kulenin şekli, sivri ucu yukarı bakan bir kurşun
Betimleyen: Hatice ÇULHA
Akşam vaktinin hafif koyu maviliğinin ve gökyüzündeki koyu gri bulutların hâkim olduğu fotoğrafta, asma köprünün ters v şeklinde iki adet ayağı yer alıyor. Köprünün soldaki ayağı, fotoğrafın çekildiği açıdan kaynaklı daha büyük görünmekte. Deniz kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda yer alırken karanlıkta kalan ağaçlar ve kara kısmı da görselin sol alt kısmında
Betimleyen: Hatice ÇULHA
Yatay dikdörtgen fotoğrafın ortasında Kız Kulesi yer alıyor. Öğle vakti, koyu gri bulutlar gökyüzünü kaplamış, kız kulesinin arkasında daha açık yavruağzı bulut kümeleri var. Bulutların hemen altında şehir biraz bulanık görünüyor. Mavi suların ortasında yer alan kız kulesinde beyazın ve kahverenginin tonları hâkim. Gerçekte 18 metre yüksekliğindeki 5 katlı yapının
Betimleyen: Canan ALİOĞLU
Görselde ön planda mavi bir deniz var. Sağ köşede ahşap bir yolcu teknesi gözüküyor. Deniz Haliç, köprü ise Karaköy ile Eminönü semtini birbirine bağlayan Galata Köprüsü. Görüntü akşam vakti güneş batarken alınmış olduğundan gökyüzü mavi fon üzerindeki sarı ve turuncu renkli bulutlarla kaplı. Köprü bu işlevde inşa edilmiş aynı yerdeki 5.köprü ve baskül
Betimleyen: Fatma DALAY
Görselin merkezinde dört köşesinde yer alan her biri üç şerefeli uzun minarelerin tam ortasında yarım küreye benzeyen büyük kubbesiyle Selimi Camii duruyor. Gerisinde beyaz bulut kümeleriyle masmavi gökyüzü camiyi çepeçevre sarmalamış.
Caminin gri kesme taşlarla örülmüş kubbesinin ortasında “alem” adı verilen bir hilal yükseliyor. Hilal, altın sarısı metal bir kaidenin en tepesinde. Boyu, ön cepheden kubbenin yarısı kadarmış gibi duruyor. Kaidenin geniş tabanı koni şeklinde. Koninin sivri ucundan yükselen ince uzun bir metal çubuğun içinde üst üste iki küçük küre var. Hilal, bu kürelerin üstüne yerleştirilmiş. İki küre ve hilalin büyüklükleri birbirine eşit. Hilal ve üzerinde yükseldiği kaidenin altın sarısı rengi
Betimleyen: Gülay METİN
Gündüz vakti çekilmiş bir fotoğraf. Masmavi gökyüzü altındaki Eyfel Kulesi karede biraz ileride, ortada konumlanıyor. Yatay, dik ve çapraz kısalı uzunlu demir parçalardan oluşan 300m yüksekliğindeki kule, 3 katlı ve kahve-pembe renklerinin karışımı olan parlak bronz renkte… Alt ve orta kat yaklaşık aynı, üst kat onların yaklaşık iki katı uzunluğunda. Üçgeni andıran bir yapı gibi görünse de, kenarları düz bir hat çekmek yerine hafif içe doğru büküldüğünden tabandan yukarıya doğru daralmış. Tepesindeki televizyon vericileri 27m’lik tek bir verici gibi ve gökyüzüne değiyormuş gibi duruyor. Kule Ayakları, iki yana açılmış halde iki kenarı ağaçlarla çevrili yemyeşil bir alana basmakta… Bacaklarının arası yarım daire şeklinde. İlk katın bacaklarının arasında da açıklık var; kenarlarından ayaklara doğru hafif genişlemiş dik bir dikdörtgeni andırıyor.
Yer: Paris
Mimar: Stephen Sauvestre
Yapım yılı: 1887 – 1889